13 Mart 2015 Cuma

Prostat Kanserinde Besin Desteginin Önemi!

Prostat kanserinin erken safhasında olan hastalarla yapılan çalışmalara göre; selenyum içeren besinler ile soya ve keten tohumu kanserin yayılmasını önlüyor

Prostat kanserli hastaların tedavi sürecinde, besin takviyeleri önemli bir rol oynuyor. Soya ve keten tohumu gibi bitkilerle, polisakkarit ve PC SPES gibi bileşikler; hastalık süresince vücuda sayısız fayda sağlıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren bu besin takviyelerinin, kanserli hücrelerin yayılmasını önlediği de düşünülüyor. 

SOYA ERKEN SAFHADA YARARLI 

Vücuda sayısız faydası olan soya, kanserli hastaların en çok kullandığı besin takviyelerinin başında geliyor. Soya ve bu bitkiden elde edilen ürünlerin; aktif bir tedavi görmeyen, erken safhadaki prostat kanseri hastalarında, PSA seviyesini düşürdüğü tespit edildi. Radyoterapi, hormonal tedavi, prostatektomi veya aktif izleme tedavisi gören 62 hastayla yapılan bir çalışmada; tümörlerin büyümesini engelleyen genistein maddesinin etkileri araştırıldı. Çalışmada; bu maddeye hiçbir hastanın tam cevap vermediği görüldü. Hastaların yüzde 17'si kısmi cevap verirken, yüzde 15'inin PSA seviyelerinde azalma oldu. Hastaların yüzde 67'sinde ise ilerleme olduğu tespit edildi. 

KETEN TOHUMU DA ETKİLİ 

Söz konusu çalışmaya göre; sadece soya ekstresi, prostat kanseri için genel olarak etkili değil. Fakat bazı hastalarda PSA'yı düşürüyor. Aktif izleme tedavisi gören, erken safhadaki hastaların yüzde 60'ının PSA seviyelerinde azalma saptandı. 75 prostat kanserli hastayla yapılan başka bir çalışmada ise, hastalara 12 hafta boyunca soya takviyesi verildi. 12 hafta sonunda soya takviyesi alan hastaların yüzde 69'unda kanserli hücre sayısının azaldığı görüldü. Öte yandan çok faydalı bir baharat olan keten tohumunun yağı ve özü de, kanserli hücreler üzerinde tıpkı soya gibi etki gösteriyor. 

SELENYUM İLERLEMEYİ DURDURUR 

Selenyum içeren besinler; sadece prostat kanserinin önlenmesi için değil, aynı zamanda kanser teşhisi konmuş erkeklerde hastalığın ilerlemesini durdurmak için de kullanılıyor. Prostat kanserinin çeşitli safhalarındaki hastalarla yapılan birçok çalışmada; selenyumun, kanserli hücrelerin büyümesini önlediği tespit edildi. Farklı evrelerdeki erkek hastalarla yürütülen birçok çalışmalara da halen devam ediliyor. 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNDE ETKİLİ 

Prostat kanseri hastalarında en çok kullanılan besin takviyelerinden biri; polisakkaritler... Bugüne kadar birçok araştırmaya konu olan bu bileşik, bağışıklık sistemi üzerinde etkisini gösteriyor. Bu çalışmalardan birinde; altı ay boyunca polisakkarit verilen hayvanların yüzde 7'sinde hastalığın durduğu geri kalanlarda ise ilerlediği görüldü. 

KANSERLİ HÜCRE SAYISI AZALDI 

Domates, havuç ve greyfurtta bulunan likopenle ilgili yürütülen bir çalışmada; 26 hastaya, günde iki kere, 15 miligram likopen verildi. Araştırmanın sonuçlarına göre; bu kişilerde kanserli hücre oranı yüzde 18 oranında azaldı. Likopenle ilgili bulgular umut verici ancak küçük çalışma gruplarına bakarak genelleme yapmamak gerek.

KATİL HÜCRELERİ UYARIP KANSERLİ HÜCRELERİN BÜYÜMESİNİ DURDURUYOR
Bitkisel bir bileşik olan PC SPES, 2000'li yılların başından bu yana prostat kanseri tedavisinde destek olarak kullanılıyor. Latince'de umut anlamına gelen SPES'in, katil hücreleri uyardığı ve kanserli hücrelerin büyümesini durdurduğu tespit edildi. PC SPES, sekiz bitkiden oluşuyor: Krizantem, çivit otu, cin lokumu, reishi mantarı, psudoginseng, rabdosia, saw palmetto ve skullcap. Klinik çalışmalarda; PC SPES takviyesi alan kanserli hastalarda PSA seviyesinin düştüğü görüldü. Öte yandan, PC SPES'in sentetik ilaçlarla kirletilmesi, bu ürünün kullanımının yasaklanmasına neden oldu. 

Prostat kanserli hastalara Japon Diyeti!

Japon diyeti ve Akdeniz diyeti, prostat kanserliler için risk faktörlerini azaltacak iki diyet çeşididir. Yeşil çay, soya, balık ve taze sebze-meyveyi sofranızdan eksik etmeyin, gıdalarınızın çeşitliliğini artırın

Prostat kanseri genel hatlarıyla birbirini ardışık olarak izleyen dört ana hastalık evresinden oluşur. Bunlar; organa sınırlı hastalık, lokal ileri evre hastalık, metastatik ileri evre hastalık ve antiandrojen hormonal tedaviye dirençli hastalık evreleridir. Prostat kanseri tanısı ABD'de tahmini olarak 300 bin erkeğe konulacak ve aynı zamanda 35 bin olgu bu tanıya bağlı olarak yaşamını yitirecektir. Yine bu kanser, yüzde 33 oranı ile en sık görülen tümör olmasının yanında kansere bağlı en sık ikinci ölüm nedenidir. 

BATIDA SIK GÖRÜLÜR 

Prostat kanseri görülme sıklığı ülkeler arasında değişiklik göstermektedir. Batı ülkelerinde Asya ülkelerine oranla daha sık görülmekte, siyah ırkta daha fazla rastlanmaktadır. Prostat kanserli hastaların yaptığı diyet önemlidir. Eğer kanser tedavisi görüyorsanız veya kanser tedaviniz bittiyse, doğru yemek ve yeterli beslenme çok önemlidir. Kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavilerde yan etki olarak sağlıklı hücreleriniz zarar görmüş olabilir. Onun için bunları onarmaya çalışan hücrelere ekstra görev düştüğünden bunlara yardımcı olunmalıdır. Peki ne yapmamız gerekmektedir?
 Düzenli egzersiz yapın; yürüyüş en iyisidir. Günde en az yarım saat ile bir saat arası yürüyün.
 Kalori alımını sınırlayın. Aşırı kalori kanserin büyümesi için kötü bir faktördür.
 Amerikan tarzı yemeklerden (margarin, fast-food, kızarmış patates gibi) kaçının.
 Her gün güneşe çıkın ve en az yarım saat güneşlenin.
 Ilık bir hava sizin için en iyisidir.
 Prostat kanserinde kalp sağlığı da beraberinde kontrol edilmelidir. Onun için prostat tedavisi olurken kalbinizin de yorulabileceğini, kolesterol ve trigliserid seviyelerinizin yükselebileceğini göz önünde bulundurun. 

MUTLAKA BALIK YİYİN 

 Yediğiniz gıdaların çeşitliliği önemlidir. Gıdalarınızın çeşitliliğini artırın. Prostat kanserliler için risk faktörlerini azaltacak iki diyet mevcuttur: Japon diyeti ve Akdeniz diyeti.
 Japon diyetinde; yeşil çay, soya, sebze ve balık gibi düşük kalori ve çok düşük yağ içeren besinler yer alır.
 Akdeniz diyetinde çeşitli taze meyve ve sebze, sarımsak, soğan, bol domates, siyah üzüm, zeytin ve balık en ön sıradadır. Burada kırmızı et tüketimi düşüktür.
 Araştırmalar; aşırı kırmızı et ve yüksek yağlı süt tüketiminin prostat kanserini büyümeye teşvik ettiğini göstermiştir. Trans yağ asitleri, kızarmış ve pişmiş yiyecekler de aynı etkiyi gösterir.
 Haftada iki kere balık yiyin, soğuk su balıklarını tercih edin. Balıkları kızartmaktan kaçının.

HER GÜN EN AZ ÜÇ FİNCAN YEŞİL ÇAY RİSKİ YÜZDE 40 ORANINDA AZALTIYOR Prostat kanserinin büyümesini teşvik eden yüksek kalsiyumlu diyetlerden kaçının.
 Günlük B-kompleks ve folik asit ile multi vitamin alın. Yüksek doz çinko tedavilerinden kaçının.
 Doğal C vitamini tüketimini artırın. Bunlar; narenciye, çilek, ıspanak, kavun, tatlı biber ve mangodur.
 Her gün en az üç fincan yeşil çay tüketin. Yapılan bir çalışmada; günde altı fincan yeşil çay içenlerde PSA'nın düştüğü ve prostat kanseri riskinin yüzde 40 oranında azaldığı gösterilmiştir.
 Salamura ve tuzlu gıdalardan korunun. Düzenli olarak kırmızı üzüm yemek, resveretrol almak faydalıdır.
 Brokoli, ıspanak gibi koyu yeşil sebze yiyin.
 Yine yapılan yeni bir çalışmada; iki bardak domates suyuna karşılık bir brokoli çiğ olarak tüketildiğinde altı haftalık kürden sonra PSA'nın yüzde 50 oranında düştüğü ve tümörün küçüldüğü gösterilmiştir. 

9 Mart 2015 Pazartesi

Prostat kanseri tedavisi sonrası D vitamini alın

Kanser tedavisi, her tedavide olduğu gibi bazı yan etkiler içeriyor. Prostat kanserli hastalar da yaşadıkları bu olumsuz yan etkileri vitamin takviyesi gibi yöntemlerle hafifletmeye çalışıyor

Prostat kanserli hastaların tedavisi sırasında ve sonrasında bazı istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Bunlar ağrılar, sıcak basmaları, kemik erimesi ve cinsel sorunlar olarak kendisini gösteriyor. Bu hafta sizlere bu istenmeyen sonuçlardan bahsedeceğim...

KRONİK AĞRILAR GÖRÜLÜR 

 Pelvik (karnın alt kısmı) ameliyat ve radyasyon sonrası, kronik pelvis (leğen kemiği) ağrısı, üriner tutarsızlık ve cinsel disfonksiyon gibi birçok uzun süreli anormalliklerle bağdaştırılmaktadır.
 Bu semptomları tedavi etmek için tamamlayıcı tedaviler keşfedilmektedir. Kronik pelvik ağrısı sendromu çeken erkeklerde küçük bir akupunktur çalışması yürütülmüştür. Ağrı ve yaşam kalitesi skorları sinir çizgisinden epey yükselmiştir. Beşinci tedaviden sonra karşılaştırıldığında önemli ölçüde azaldığı görülmüştür.
 Prostatın cerrahi olarak çıkarılması sonrası üriner tutarsızlığı azaltma potansiyellerini ölçmek için zihin-vücut teknikleri de keşfedilmektedir. Pelvik kas egzersizi (PME); biyo geri bildirim kombinasyonu, üriner tutarsızlık sonucu oluşan idrar kaçırma sıklığını ve miktarını azaltmaktadır.
 Diğer bir çalışma; pelvik kas egzersizi sırasında öğrenme aracı olarak sözle anlatımı elektrobiyografik biyo geri bildirimle karşılaştırmışlardır. İki müdahale arasında önemli bir farklılık bulunamamıştır.

SICAK BASMALARI OLUR 
 Östrojen ya da erkeklerde hormon baskıcı ilaçlar vazomotor semptomlara (sıcak basmalarına) sebep olabilir. Birkaç kontrol edilmemiş çalışma; bu semptomları tedavi etmek için akupunkturu incelemiştir. Kontrol edilmemiş çalışmalarda; göğüs kanserli hastalarda ilaca bağlı sıcak basmalarını akupunkturun azalttığı saptanmıştır.
 Prostat kanserinde, hormonla testesteron azaltma tedavisine bağlı vazomotor semptomları olan erkeklerde küçük, kontrol edilmemiş bir çalışma yürütülmüştür. Bu hastalarda sıcak basmalarının sayısında önemli bir düşüş gözlenmiştir. Kontrol grubunun eksikliği ve küçük bir örnek oluşu, sonuç çıkarmayı engellemektedir. Pek çok kontrol edilen deney halen yürütülmektedir.

KEMİK ERİMESİNE TAKVİYE ALIN 

 Prostat kanserinin hormonal tedavisi osteoporoz riskini artırmaktadır. Kanser hücrelerinin fitoostrojenler tarafından uyarılması, prostat kanserinde olası olmadığı için erkeklerde soya ürünlerinin takviyesi daha az problemlidir.
 Prostat kanseri hastalarında kemik erimesini önlemek dışında, D vitamini takviyesinin ek yararları da vardır.
 Erken tekrarlayan prostat kanserinde PSA seviyesi artış oranını D vitamini düşürebilir. İleri düzeyde hormona dirençli prostat kanseri olan 25 hastada yapılan Faz 1 D vitamini analoğu deneyinde; iki hasta kısmen tepki belirtisi göstermiştir ve diğerleri bir-iki aydan fazla hastalık stabilizasyonu göstermiştir.

SAW PALMETTO İLE TEDAVİYE KATKI
 Prostat kanseri hastaları, ameliyat sırasında oluşan sinir hasarlarında ya da hormon baskıcı tedavisinden kaynaklanan libido eksikliği ve iktidarsızlık gibi cinsel disfonksiyonları geliştirebilir. Bunlar için pek çok tamamlayıcı tedavi geliştirilmiştir.

BAKTERİLERİ ÖLDÜRÜYOR 

 Saw Palmetto, içerisinde barındırdığı doğal maddelerle, prostat büyümesine ve prostat kanserine karşı etkilidir. Ayrıca yapılan klinik çalışmalarda, Saw Palmetto'nun bakteri öldürme yeteneğinden dolayı rahatlıkla idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılabileceği de bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
 Saw Palmetto, prostat kanseri gelişimine katkıda bulunan genleri değiştirerek prostat dokusunda hormon dönüşümünü engeller. 

Diyabet ilacı prostat kanserinden koruyor

Şeker hastalığının tedavisinde kullanılan bir ilaç, prostat kanserinden koruyor. Yapılan çalışmalarla da bu kanıtlanmış. Yan etkileri de hafif olan bu ilaç sayesinde prostat kanserinden ölüm oranları azaldı

Son aylarda yapılan çalışmalar; yıllardır diyabet tedavisinde kullanılan etken maddesi metformin olan ilacın, prostat kanserinden korunmada yararlı olduğunu gösteriyor. Bilim adamlarının araştırmaları; metformin etken maddesinin, diyabeti olmayan hastalarda da güvenli olduğunu gözler önüne seriyor. Bu konuda yapılan bir çalışmada; prostat kanserinin erken evresinde olan bir gruba metformin verilmiş, diğer gruba ise verilmemiş. Sonucuna göre; metforminin, diyabeti olmayan prostat kanseri hastalarında yarar sağladığı kanıtlanmış. 4 bin erkek üzerindeki başka bir araştırmada da; metformin alanlarda prostat kanserine daha az rastlandığı görülmüş. Bu gelişmelerin ışığında Dr. David Margel ise "Artık metformin sayesinde prostat kanserine bağlı ölümlerin sayısında azalma olacak" yorumunda bulundu.

ÖLÜM RİSKİ YÜZDE 24 AZALDI 
Yeni bir çalışmada ise şeker hastası olan 3 bin 800 erkek incelendi. Bu grubun üçte biri metforminle, üçte ikisi ise başka diyabetik ilaçlarla tedavi edildi. Dört yıl süren çalışmanın sonucuna göre; en az 19 ay metformin alanlarda, kansere çok daha az rastlandı. Kanser olanlarda ise ölüm riski yüzde 24 oranında azaldı. Bu da metforminin hem kanserden korunmada, hem de kanser tedavisinde faydalı olduğunu gösteriyor. 

BAŞKA KANSER TÜRLERİNDE DE ETKİLİ 

Bu ilacın, kanser hücrelerini öldürdüğü ve anti-anjiogenetik etkiye sahip olabileceği düşünülüyor. Öte yandan 20 bin vakanın incelendiği başka bir çalışmada ise, metforminin başka kanser türlerine yakalanma riskini de azalttığı görülüyor. Diyabet ve prostat kanseri, Amerika'da çok sık görülüyor. İstatistikler ise her üç erkekten birinin 60 yaşından sonra prostat kanserine yakalanacağını gösteriyor. Verilerin sonuçlarına göre; her yıl Amerika'da 300 bin yeni vakaya daha rastlanacağı ve bunlardan yaklaşık 30-35 bininin ne yazık ki hayatını kaybedeceği iddia ediliyor. 

YAŞAM SÜRESİNİ UZATIYOR 
Çalışmalarda; diyabet ve obezitenin yüksek kanser riski taşımasına rağmen, glikoz kontrolü için metformin alanların kanser olma ihtimali düşük çıktı. Metforminle ilgili yapılan ve son 10 yılı kapsayan bir araştırmaya, 8 bin diyabet hastası katıldı. Araştırmanın sonucuna göre; şeker hastalarının kanser olma ihtimalinin yüzde 54 oranında azaldığı ortaya çıktı.

OBEZ OLAN HASTALARA KİLO VERDİRİYOR
Hayvanlar üzerinde yapılan laboratuvar çalışmalarında; metforminin, Amerika'da çok fazla görülen ve ikinci ölüm nedeni olarak gösterilen kolorektal kanserleri de önlediği anlaşıldı. Ayrıca meme, kolon, akciğer kanserleri hastalarının yaşam sürelerini de uzattığı ortaya çıktı. Metforminin yan etkileri çok hafiftir. En çok ishal ve mide sorunlarına rastlanır. Bu şikayetler de genellikle ilacın kullanılmaya başlanmasının ardından iki hafta sonra azalır. Verilmesi gereken günlük doz ise 2 gramdır. Sabah ve akşam yemeklerinden sonra alınabilir. Metforminin yararlarından biri de; obez hastaların kilo vermesini kolaylaştırmasıdır. Ancak böbrek, karaciğer ve ileri kalp hastalığı olanlarda doktor kontrolünde kullanılmalı ve dikkatli olunmalıdır.